10 Şubat 2012 Cuma

'yazamamayı yazmak'

Ah arkadaşım,

Yazı yazamıyorum. Yine bilindik boşluklarda, daha önceden çıkılmış sürgünlerde kayboluyorum. Şehrimden ve insanlardan uzaklaşıyorum ve bunu bu sefer istemediğim halde yapıyorum. Sana senin hikayeni yazacağımı söylediğimde ben de umutlanmıştım, yeniden kaleme geri dönerim diye. Şimdilerde sadece çizim yapmak için kullanıyorum kalemlerimi. Ardı ardına iki kelime gelse gözüme batıyor ve yırtıyorum sayfaları. Bu sessizliğin sonunda ya içime sinen bir hikaye çıkacak ya da ben iyice gömüleceğim sessizliğimin içine. Daha önceleri beni bu sessizlikten senin yazı yazmanın basitliğini ve her zaman yapılabilirliğini anlattığın sözlerin çıkarırdı, şimdi bana o sözlerden birkaç tane gerek. Eski mektuplarını karıştırsam bulur muyum diye düşünüyorum ama bulacağım başka şeylerden korktuğumdan bunu da yapamıyorum.
Bu bir kısır döngü ah arkadaşım. Aklım yazı yazmak istese de, yüreğim ya da artık neremle yazıyorsam beni yarı yolda bırakıyor ve sonunda zorlama cümlelere kalıyorum ve böyle anca yazamamayı yazıyorum. Üstelik bir de dişim ağrıyor son birkaç gündür. Baksana konu yine nerelere geldi. Şu mektubu bile yırtmak istiyorum, ama o zaman kendime verdiğim sözlerden de vazgeçerim diye rüzgara bırakıyorum. Ama sen bana bir kıvılcım gönder ki hikayelere başlayabileyim ya da bana bir giriş bölümü ver ki ben devamını getirebileyim.

Bu şehirden ve bu zamandan hürmetle!

İbrahim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder