12 Temmuz 2012 Perşembe
kelimeleri olmayan bir hikaye.
"... ve kelimeler tükendi, cümleler zaten çok önceden tükenmişti. Ama bu sefer hüzünden, umutsuzluktan değil. Aksine umuttan ve mutluluktan. Ben bu satırların yazarı, ben İbrahim Bey, ben başkalarının hikayelerinin kahramanı, ben yolu seven yola çıkamayan ben artık kendi hikayemin peşinden gidiyorum. O hikayenin sürüklediği yollara çıkmaktan korkmuyorum. Ben ki bir zamanlar hüzünle beslendiğini sanan ben üçbinikiyüzonyedibuçuk santimetreküpe dünyayı sığdırabilecek birini tanıyorum artık, bütün çocukluğum, gençliğim ile birlikte kendimi onda görüyorum. Başkalarının hikayesi bitti! Bu hikaye artık İbrahim Bey'im hikayesi, bu hikaye benim hikayem. Günlerce yağan yağmurun ardından dağılan bulutların ve açan güneşin hikayesi., bulutlara bakmayı seven çocukların hikayesi, gökyüzünü bir kutuya sığdırabilenlerin hikayesi. Kelimelerin gücüne inanılmasına rağmen, kelimeler olmadan da hikaye yazılabileceğini göstermek için yazılacaktır veya aktarılacaktır, çünkü hayat kelimelerle, haritadaki kırmızı çizgilerle ve zamanla sınırlandıralamayacak kadar geniş, alabildiğine geniş. Yazanlarına mutluluk, okuyanına umut vermesi adına okuyucusuna adanmıştır..."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kelime ve hatta cümlelerin gücü matbuattan çok yüklenen anlamda saklı. İster sayısal değerlerle, ister çizimle, ister dramayla ya da renk ve lekeyle veya notalarla. Yaşamak sevmek ve onu herhangi bir dilde ifade edebilmektir. Bana Nazım'ın dizelerini hatırlattın:
YanıtlaSil— delikanlım!.
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
delikanlım!.
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım!.
sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha...