5 Ocak 2014 Pazar

yeni'den

Kendini iyi hissetmiyordu. Boğazında hissettiği şeyin hüzün kaynaklı oluşan bir yumru mu yoksa hastalıktan dolayı şişen boğazları mı olduğunu kestiremiyordu. Yine uzun yollara çıkılmış, uzun cümleler kurulmuş ve İbrahim Bey Pera'nın, Üsküdar'ın ve Kadıköyü'nün o dost sofralarında arkadaşlarıyla yiyip içip eğlenmişti. Şimdi bir tatilin son paragrafında uzun süredir kendine söz verip de başlayamadığı yazıya oturmuştu. Eskiden bir oturur sayfalarca yazıyı nefes almadan ve saatin nasıl geçtiğini anlamadan yazardı. Şimdi bırakın kelimeleri iki harfi yan yana getirirken bile düşünüyor ve dikkati dağılıyordu. Ama 1954 yılının ilk sabahı kendine verdiği sözü tutarcasına ve yolculuktan döndüğü akşamda uyku tutmayan vicdanının da zorlamasıyla oturdu tahta masanın başına. Denize girmeden önce ayaklarını yavaşça suya sokar gibi önce kısa cümleler kurdu. Biraz hatırladı ve sonra hızla bıraktı kendini dalgaların ve gereğinden uzun cümlelerin kucağına. Çok severdi uzun cümleleri, belki de Almanca'nın ona bir hediyesiydi. Anlatacak hikayesi bitmemişti ve o çok uzun bir ara vermişti. Yazı yazmak zamana karşı gelmekti ve o kendi zamanına teslim olmuştu, yazı yazmak hafıza tutmaktı ve o çok güvendiği hafızasına ihanet ediyordu ve en nihayetinde yazı yazmak bir eser oluşturmaktı o kendi eserinden çok kendi hikayesine takılmıştı, hiç kimseye anlatmadan sadece kendine yaşıyordu. Halbuki o bırakacağı hikayesiyle belki de bize -yani ondan çok sonra yaşamış insanlara- umut olacaktı. Bunu o zaman bilmiyordu. O zamanlarda yine bilmediği ama hissettiği bir şey daha vardı o da bu yeni yılın -yani 1954 yılının- hayatında değişimler yılı olacağıydı. Şimdi bu değişimlerin ön odasında bekleme salonunda otururken İbrahim Bey onu bu sene kurtaracak tek şeyin yazmak olduğunu düşünüyordu ve buna işte bu geceden başlayacaktı. Ancak ilk günden denizin içinde fazla kalmak hasta edebilirdi, ayrıca fazla da güneş yanığı olmamak lazımdı. Esnemeye başlayan İbrahim Bey son cümlesini de yazdı ve ışığını kapattı. Son cümle kendinden sonra bizlere şu şekilde ulaştı:
"...sevmek kadar umutlu bir yıl olmalı."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder