25 Nisan 2011 Pazartesi

uzaktaki şehrimin.

"Uzaktaki şehrimin damları üzerinden
ve Marmara denizinin dibinden geçip
sonbahar topraklarını aşarak
olgun ve ıslak
geldi sesin.
Bu, üç dakikalık bir zamandı.
Sonra, telefon simsiyah kapandı...

nazım hikmet"

anlatıcının notu: İbrahim Bey Usta'nın bu şiirini hatıratının bir sayfasına kocaman harflerle yazmış ve altına şu notu düşmüştü:

Istanbul şaşırtmacadır.

8 Nisan 2011 Cuma

sessizliğin ardından

Söylenecek bütün sözler tükendiğinde suskunluk hakim olurdu geceye. Yine şehrin yağmurlu havalara veda ettiği bir gece vakti, yıldızlı gökyüzüne dalmıştı İbrahim Bey. Uzun süren sessizliğin iyi şeylere işaret olmadığını öğrenmişti daha çok küçük yaşlarda. Top oynamaya çıktığında hava kararmasına rağmen annesi onu eve çağırmıyorsa bir sorun var demekti. Şimdi de uzun süren sessizliğin ardından gelen mektup ona iyi şeyler getiremezdi, getirmedi de. Sadece buruk, sönük bir dört hece vardı mektupta. Geri kalan bütün kelimeleri karartan dört hece, dokuz harf. İşte en çok o zaman canı yanmıştı şehrinden uzakta kaldığından dolayı, işte en çok o zaman istemişti şehrine dönmeyi hem de her şeyi bırakıp. O mektup uykusuz bir geceye ve birkaç ıslanmış peçeteye karşılık gelmişti İbrahim Bey'in adaletinde. Ertesi sabah elinde ufak bir çanta garın tozlu peronunda tren bekliyordu, sessizliğin ardına takılıp gidiyordu kimseye haber vermeden usulca.